KHALKETOR

Hasan BEDEN

Söke’den Milas’a giderken, Selimiye kasabasını 9 km geçince yol üzerindeki ilk köy olan Köşk'e sapılır; 1 km. sonra da yol Khalketor öreninin içinden geçer. Buradaki Karakuyu Köyü'nün kuzeydoğusundaki Yaz Tepesi, Khalketor şehrinin yerleşim alanıdır. Yol kenarındaki nekropol kalıntıları arasından geçilerek, makiler, zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplanmış tepeye, bir saatlik oldukça keyifli ama orta zorluk derecesinde bir yürüyüşle tırmanılabilir. Akropol üzerinde, bazı önemsiz temel kalıntıları dışında görülecek fazla bir şey göze çarpmasa da, özellikle şehrin kuzey tarafını çeviren kesme blok taşlarla örülmüş leleg tarzı güzel duvardan bir parça dikkati çeker.1 Yer yer 3-4 m. yükseklik ve 2-3 m. genişlikteki sık ve boylu makiler arasına gizlenmiş bu sur parçası, Khalketor kentinin korunabilmiş en etkileyici kalıntısıdır. Şehrin güney tarafındaki surlardan bugüne ancak bazı duvar parçaları ve temeller kalabilmiştir. Akropolün doğu ucunda ise kareye yakın planda ve oldukça büyük taşlarla yapılmış bir yapının temeli göze çarpmaktadır.

 

Kenti savunan, Asar Tepe ve Kale Tepe adlarıyla bilinen, iki garnizon yeri, Khalketor öreninin kuzeyinde ve güneyindeki tepeler üzerinde bulunmaktadır. Kale Tepe’de bugün uzun ve yıkık duvar kalıntısından başka bir yapı bulunmuyor. Bu tepenin kuzey yamacının ortalarındaki bir kaya üzerinde 2005 tarihinde mevcut olan ve eski Karya dillerinden biriyle yazılı olduğu söylenen yazıt ise iki yıl kadar önce, define arayan cahiller tarafından tamamen parçalanıp yok edilmiş durumdadır.

Khalketor tarihi hakkında çok az şey bilinmektedir. Strabon, bu yerleşimin Mylasa’ya bağlı olduğunu yazar ve “bu yer hakkında söylenecek çok az şey vardır, der.” 2 Kenti, Attika-Delos Birliği üyeliği3 dışında tarih sahnesine çıkaran tek olay, Helenistik Dönem Kralları’ ndan biri tarafından ki bu büyük olasılıkla Mylasa Kralı idi, Khalketor’un, bir komşu kent ile ortak yönetim kurmaya çağrılmasıdır. Adı belirlenemeyen bu kentin, Euromos olduğunu, Polybios’un4 Euromos’daki kentler ifadesinden çıkarıyoruz. Çünkü daha sonra bu komşu yerleşimler, Euromos ve Khalketor, Mylasa ile birleştiler.5

Kentin, bir zamanlar en önemli yapısı olan, Apollon Tapınağının kalıntılarına ait bazı mermer malzemeler, yol ile bayır arasında görülebilir. Yapıdan günümüze ulaşabilmiş, sadece diş frizli büyük bir blok ile korent veya İon tarzında, 1.52 m boyunda yivli bir sütun parçası kalmıştır. Burada bulunmuş bir yazıttan, Khalketor Apollonu'nun, Apotropaios sıfatıyla anıldığını anlıyoruz. Bu söz, "koruyucu, kurtarıcı, kötülüklerden uzaklaştırıcı" gibi anlamlar içermektedir.

Nekropol alanında farklı tipte mezarlar bulunuyor. Taş duvarlarla çevrili yeraltına yapılmış oda mezarlar, yine iç tarafı duvar örgüsüyle desteklenmiş, üstü bir ya da birkaç taş blokla kapatılmış gömütlerin yanında sıradan mezarlara da burada rastlanmaktadır. Nekropolün güney bitişiğindeki tarla içindeki, disk ve çiçek kabartmalarıyla bezeli kocaman bir kapaklı sandıktaş mezar ise nekropol alanının en gösterişli kalıntısıdır. Bu alanda bulunmuş iki adet yazıttan biri ortak yönetimden söz ederken, diğerinde ise Khalketor adına rastlanmıştır. 1968 de George E. Bean'in bulmuş olduğu üç satırlık Karya Dili’ndeki bir yazıtın okunup okunmadığı ise henüz kaydedilmiş değildir.6 Bu dilin çözümündeki sorunların nedeni, bugüne kadar bulunmuş olan yazıtların, Kaunos Yazıtı dışındakilerin, çift dilde yazılmış olmaması, kırık, silik ya da çok kısa metinler içermekte olmalarıdır. Köşk Köyü’nde bulunmuş ve M:Ö: 212 yılına tarihlenen, Khalketor ile ilgili bir epitaf yazıtında ise Aleksandras ve oğlundan söz edilmektedir .

Sandıktaş mezar Apollon Apotropaios tapınağından kalıntılar

Yaz Tepesi üzerinde Khalketor Akropolisi Açılmış oda mezar girişi

Strabon Khalketor’u anlatırken onun Mylasa’ya bağlı yerleşimlerden biri olduğunu belirtir. Fakat bu ovadan bahsederken, “Mylasa Ovası” demekteyse de bununla söz konusu ovanın, iki kent arasında daha önce yapılmış ortak yönetim “sympoliteia” anlaşmasından sonra artık Mylasa’ya ait olduğunu kastetmiş olması da mümkündür. Euromos Ovası, Mylasa Ovası’na 13 km uzaklıkta olup, onunla gerçekte topografik olarak hiçbir bağlantısı bulunmayan, bugünkü Bafa Tüneli’nden Tuzla’ya kadar uzanan bağımsız ve çok daha büyük bir ovadır.

Dipnotlar:

1- Bean, George E., Karia, s.47

2- Strabon, (İ.Ö. 62- İ.S. 24) Amasya doğumlu tarihçi, coğrafyacı ve gezgin. Detaylı bilgi için bkz. Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, (Geographika: XII-XIII-XIV), İstanbul 1993 Arkeoloji ve Sanat Yayınları, s. 183.

3- Khalketor, M.Ö. 450 yılında, Attika-Delos Deniz Birliği'nin 7 no’lu vergi listesine göre, Euromos'dan biraz daha az, 35 talent vergi vermekteydi.

4- Yunan tarihçisi Polybios, (M.Ö.203-120), "Tarihler" adındaki eserinde, Helenistik Dönem'i anlatır. Bir siyaset bilimcisi olarak, yönetimler hakkındaki düşünceleri daha sonra Montesquieu'nün Kanunların Ruhu adlı eserine kaynak olmuştur.

5- Troia savaşlarında (İ.Ö.1200 civarı), pek çok Asya ve Anadolu halkları gibi, saldırgan Birleşik Akha Kralları kuvvetlerine karşı, Ilion Kralı Priamos’un yanında Lelegler de yer aldılar. Daha sonraları Ege kıyıları boyunca güneye doğru göç eden Leleg kabileleri, yolları üzerindeki, Phokai, Smyrna ve Ephesos’u ele geçirip; Khios ile Samos adalarını da istila ettiler. Buralardan İonlar tarafından bugünkü dağlık Karya Bölgesi’ne sürüldüler.

6- Bean, age., s. 47-48