ASSESOS

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          Hasan BEDEN

Antik kaynaklarda, Assessos tarihi ile ilgili pek az bilgi vardır. İ.Ö. 650 yılında Latmos Körfezi kıyısındaki şehirleri istila eden Kimmerler tarafından bu yerleşimin de yıkılmış olacağı olasıdır. Bölge 7. yy. sonlarına doğru ikinci bir istilaya uğradı. Bu defa Kral Ardys komutasındaki Lydia güçleri 11 yıl üst üste güney İonia’ ya yıldırıcı saldırılarda bulundular. Kral Alyattes tarafından 620 yılında yapılan en yıkıcı son saldırıda, o zamana kadar dokunulmayan Assessos’daki ünlü Athena Tapınağı da yakıldı. O yıl içinde hastalanan Alyattes, bunu tanrının gazabına bağlayınca ki bu tarz düşünme o zaman diliminde son derece olağandı; Miletoslulardan özür dileyerek bir barış anlaşması yapmış, Bu olaydan sonra Miletos toprağı olan Assessos’da yakılan tapınağın yerine bir değil iki tapınak yaptırmaya da söz vermişti.1 Kralın sözünü tutup tutmadığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Bugüne kadar bu yerleşim alanında hiçbir arkeolojik kazı yapılmadığından, henüz sözü edilen çift tapınak konusunu aydınlatmak şu an için mümkün değildir. Yalnız, bu yerde sadece bir Athena tapınağı olmayıp onun etrafında, Didyma örneğindeki gibi, sakinleri, yönetici bir aile mensupları dışında, tapınak hizmetkarları, seyyahlar, tüccarlar ve hacılardan oluşmuş bir kasaba bulunduğunu daha önceki yıllarda geçen bir olay nedeniyle anlıyoruz. (Nicolaos of Damascus)

Bazı eski kaynaklarda, Assessos’un adı, Miletos tahtına rakip Neleid soyundan şikayetçilerin hikayesinde geçer. Damascus’lu Nicolaus’un2 söylediğine göre, Assessos’u yönetenler oraya Miletos Kralı Leodamas tarafından yerleştirilmişti ve bu kral öldürüldüğü vakit oğulları sığınmak için Assessos’a kaçmışlardı. Onlar bazı Frigyalıların da yardımıyla üs olarak kullandıkları bu yerden, Miletos Tahtını hile ile ele geçiren Tiran Phytres’e karşı başarılı operasyonlar yapmışlardı.

Klasik dönem öncesine ait, Miletos topraklarında üç yerleşim yeri bulunuyordu: Didyma, Zeytintepe ve Mengerevtepe / Assessos. Bunlardan Didyma, geniş yarımadanın en güney ucunda idi. Orada Apollon’a adanmış ünlü bir sunak ve kahin vardı. Burası Küçük Asya’nın en önemli kehanet merkeziydi. Didyma kazılarında bulunan en eski yunan seramikleri İÖ. VIII. yy. başına tarihlenmiştir.3 Zeytintepe, Miletos’un 2 km batısındadır. Orada son yıllarda yapılan kazılarda VIII. yy. sonuna ait bir Artemis Tapınağı keşfedildi.4 Diğer erken dönem yunan kalıntıları ise Miletos şehrinin 5 km güney doğusunda, hemen hemen kesinlikle Assessos olarak tanımlanan yerleşim yerindeki Athena Tapınağında bulundu. Bunlar yunan heykel parçaları, proto geometrik dönemden arkaik çağa kadar tarihlenen seramiklerdi.5

Assessos’un doğu yönünde, eski Latmos Körfezi kıyısında Miletos’a ait Pyrrha limanı vardı. Bugün oradaki tarlalarda ve hemen yukarıdaki Mengerevtepe’de bol miktarda seramik parçalarının göze çarpması bize, körfezin doğu bölümüne de hakim bu stratejik mevkide, Miletos’ un büyük bir garnizon bulundurmuş olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca bu yerin Assessos kasabası ile ilişkisinin olup olmadığını şu an için bilemiyoruz. Umarız ki yakın gelecekte bu alanda yapılacak arkeolojik kazılar bize daha geniş bilgiler verecek ve karanlık Assessos tarihi yeni keşiflerle aydınlığa kavuşacaktır.

1- Herodotes, 1.19-22

2- FGH 90 F 52: chp. 3

3- Parke 1985 b, 24; Fontenrose 1988, 5-9

4- Gans1991; Heinz ve Senff 1995

5- Weber1995; Lohmann 1995